Gomez Nereye ?

Beşiktaş ile yollarını ayırdıktan sonra günah çıkarma seanslarını artıran Gomez için çanlar çalıyor. Şenol hocanın gitme diye diye dilinde tüy bittiği anlarda arkasına dahi bakmadan giden Gomez Türk Futbolunu tam anlayamamış. Wolfsburg kapısında iyice yaşlanan Alman golcü çok karmaşık transfer saltolarıyla da kendinden söz ettirdi. Ligde 11 maçta sadece 3 gol bulan Alman Milli futbolcu gerçekten kariyerinin dibine doğru gidiyor.

Milli takımda da çokca eleştirilen yıldız futbolcu için Beşiktaş' ın devre arasında bir B planı olduğunu düşünüyorum. Öncelikle eskisi gibi kiralama yöntemi Gomez için ilk seçenek olarak ön plana çıkıyor. Eğer Galatasaray sürpriz yapmaz ise devre arasında Kartalda yeni bir Gomez dönemi başlayacak. Peki neden Türkiye konusunda ısrarcı oluyor Gomez ? Hemen söyleyeyim; Aslında menajerler bu konuda ısrarcı. Bu kadar ısrarcı olmalarının başında sponsor gelirlerinin hiçbir Ülkede olmadığı kadar yüksek olması. Ayrıca menajer komisyonlarının da gayet makul seviyelerde olması. Bir diğer ekstra durum ligimizde yüksek maliyetli transferlerin genelde ilk 11 de oynamaları. Bu nedenle maç başı ücretler maksimum seviyede.

Can alıcı noktalardan biride alınan ücretin Avrupadaki gibi vergi olarak eriyip gitmemesi. Gördüğünüz gibi Ülkemizin tercih edilmesinin bir kaç önemli noktası gayet açık bir şekilde ortada. Tabiki özel programlardan gelen gelirler ve TV programları da son derece bereketli. Her açıdan Ülkemiz futbolcuların tercih edilmesinde önde. Dikkat ederseniz Avrupadan gelen futbolcuların maaşları astronomik düzeyde. Transfer Marketlerinin önde gelen isimlerinden Gomez'in son durumunu sizlerle paylaşmak istedim. Bununla beraber tahminlerimiz doğru çıkarsa kısa sürede Gomez konusunda ciddi bir açıklama bekliyoruz. Fikret Orman ve ekibi bu sezonda transferi çok sıkı tutuyor. Önümüzdeki günlerde sürpriz açıklamalar gelecektir.

Trabzonspor Artik Esemiyor...

Trabzonspor Kulübü 3 Temmuz sürecinden sonra büyük bir yara aldı. Yönetimsel ve sportif anlamda Şampiyonluk münazarası kulübü çok negatif yönde etkiledi. Her yönden Trabzonspor seyircisi ve sevenleri zarar gördü. Süreç içerisinde bir çok yanlış yapıldı. Kurulan kadrolar beklentilere cevap veremedi. Sonunda ise Ersun Hoca yönetiminde 12 maçta 3 galibiyet, 3 beraberlik alarak 12 puan toplayabildiler. Bu sıkıntıları aşmaları için mental anlamda büyük bir değişim içerisine girmeye çalışıyorlar. Başaramadılar. Ancak Ersun Hocanın bu sıkıntıları aşacak doğru kişi olduğunu düşünüyorum. Zaten Muharrem Usta' da böyle düşünmüş olacak ki, Türkiye de teknik adam kovma serüvenine katılmadı. Bence de doğru yapıyorlar. Liderin 18 puan gerisinde olabilirler, ancak toparlanma süreçleri daha hızlı olur diye düşünüyorum.

Gençlerbirliği maçında yaklaşık 60 dakika eksik kalan rakiplerine üstünlük sağlayamadılar. Ayrıca maçın son bölümlerinde daha da kötüsü olup puan dahi alamayabilirlerdi. Eksik kalan rakibe karşı aslında daha baskılı bir oyun oynayabilselerdi şu anda Trabzonspor hakkında yazmıyor olurdum. Çünkü 14.sırada değil, 10.sırada olacaklar ve psikolojik noktada olacaklardı. Yine de kadro yapısının iyi olduğunu düşündüğüm Karadeniz Fırtınasının Kayserispor maçında kendini bulacağını düşünüyorum. Ama yine söylüyorum zor olacak. Trabzonspor için bu sezon her maç zor olacaktır.

Onur için ise ayrı bir parantez açmak isterim. Milli kaleci gerçekten formunun en üstünde diyebilirim. Yaptığı kurtarışlar ile bir çok takıma da göz dağı veriyor. Eğer seri bir galibiyet yaşarlarsa Onur ve arkadaşları tırmanışı sürdürürler. Esasında sıkıntı hücum bölümünde. Akhisar Belediyespor ile ligde golle en az gol atan takım oldular. 12 maçta 7 gol gerçekten çok kötü bir performans. Bu hafta da kazanmazlar ise Trabzonspor için küme düşme senaryoları dahi konuşulmaya başlanır. Ersun Hocayla devam kararları doğru. Forvet transferleri yanlış. Yönetimsel kararlar doğru. Oyun sistemi yanlış. Bu bağlamda bir çok çıkış yolu olan Trabzonspor için alınacak üst üste galibiyetlerden başka bir çıkış yolu yok.

İngiltere de Lig Kupasi, Çeyrek Final Maçları.

İngiltere Lig Kupasında çeyrek final heyecanı başladı. Dün Hull City Newcastle karşısında tur atlayan takım oldu. Yarı Finale adını yazdırarak büyük bir başarıya imza attılar.Penaltılara kadar giden maçın normal süresi 1-1 sona ermişti. Bir diğer yarı finalist ise beklendiği gibi Liverpool oldu. Leeds United karşısında rahat kazandılar. Bu akşam ise Arsenal Southampton ile karşı karşıya gelecek. Maç TSİ 22;45 te başlayacak. Size şu kadarını söyleyeyim. Arsenal' e en ters gelen takımlardan biri de Southampton. Bu nedenle maçta sürpriz sonuçlara açık olmalıyız diye düşünüyorum. Wenger için geçen haftaki Bournemouth maçı büyük bir işaret olarak algılanmıştır. Maçın ilk devresinde ecel terleri döken Arsenal ilk yarıda maçı 1-1 lik beraberlikle bitirmişti. 9 sarı kartın çıktığı maç Arsenal için oldukça zor bir deneyim olarak görülmeli.

Lig maçında da rakibini zar zor yenen Arsenal için bu maç oldukça zor olacak. Southampton ligde Everton karşısında tek golle 3 puana ulaştı. Açıkcası tehlike hattında da değiller. Kupada yarı final ve Final bu sezon birçok kapıyı onlar için açabilir. Ben normal sürede Southampton için sürpriz yapar diye düşünüyorum. Bu arada maçlar eleminasyon usulü.

Gecenin bir diğer maçı Arsenal maçından 15 dakika sonra başlayacak. Manchester United süper kadrosu ile West Ham United karşısına çıkacak. Mourinho hala sıkıntılı bir süreçten çıkamadı. Geçen hafta kupadaki rakibi West Ham ile 1-1 berabere kaldılar. Ligde zor günler geçiren West Ham için Kupa bir tık arka planda. Slaven Biliç için ligde kalmak her şartta kupadan daha önemli. Biliç ligde bu kadar kötü bir fikstüre herhalde bir daha denk gelmez. İki hafta önce Tottenham deplasmanında mağlubiyet, geçen hafta Manchester United deplasmanında beraberlik, önümüzdeki hafta Arsenal'ı ağırlayacaklar. Arsenal maçından sonra ise Liverpool ile oynayacaklar. Kabus ve kara günler Biliç'in yakasını bırakmayacağa benziyor. Mourinho için şov yapma maçı. Bol gollü bir United galibiyeti bekliyorum. İyi futbol ve kaliteli maçlar için akşam futbol severler ekran başına..

Brezilya Futbolunda Aci Var..

Brezilya bu şekilde bir acıyla hüzünlendi. Chapecoense takımını bir çok kişi bu acı uçak kazasıyla tanıdı. Hayatın içinde olanlardan bahsederken bazen bu türden dramları da hatırlamak zorunda kalıyoruz. Bolivya dan havalanan uçak Kolombiya da düştü. Brezilya futbol takımının uçağın içerisinde bulunması da acıyı katladı. Bazı uçak kazaları bu türden yıkımlara neden oluyor.

Bildiğiniz üzere Güney Amerika Kıtasında genel bir kupa havası olur. Sudamericana da bunlardan biri. Brezilya temsilcisi Chapecoense takımı da Kolombiya temsilcisi Atletico Nacional ile karşılaşacaktı. Malasef futbol maçı öncesi hayatlar yine karardı. Tabiki bu türden kazalar çok sık olmuyor. Yıllar önce Torino futbol takımı tam anlamıyla yok oldu. 1949 yılındaki bu kaza bir çok Ülkedeki futbol takımı kazalarının da en acı vereniydi. 1958 yılında Manchester United takımının 8 futbolcusu uçak kazasında hayata gözleri yumdu. Danimarka futbolu ise 1960 yılında 8 futbolcusunu kaybetti. 1961 de ise Şili futbolu 8 futbolcusunu kaybetti. Bu kazalardan en büyüğü diyebileceğimiz kaza ise Zambiya Milli takımının 1994 yılındaki uçak kazasıydı. Malasef kurtulan olmadı ve 25 kişi hayata gözlerini yumdu.

Bizler bu tür kazalarla malasef futbolun bir diğer yüzünü de görüyoruz. Tabiki de unutuyoruz. Yaklaşık 10 gün sonra yine taraftarlar küfürlerle, birbirlerini boğazlayan holiganlar, farklı renkli formayı giyen çocuğa canice saldırılar felan filan... Bu işler böyle. İngiltere gibi yıllarca Avrupa da olmamalıyız. Sonra kendi ligimizde yasaları uygulamalıyız. Sonrada çocuklarımıza insanlık ve futbol dersleri planlamalıyız. Acılar yaşanıyor ve unutuluyor. Futbolun evrenselliği de bu acılar ile beraber kendini gösteriyor. Ölen futbolculara rahmet dilerken tüm futbol severlere de başsağlığı diliyorum.

Spor Yazarlari..

Aslında yazının başına bir çok spor yazarı resmi koyabilirdim. Ancak neden böyle bir şey yapayım ki dedim. Nasıl olsa futbol severler futbolculardan, teknik adamlardan, hakemlerden çok onları görüyor. Herhalde bir kaç saniye görmeseler unutmazlar diye düşünüyorum. Spor yazarları özellikle de futbol yazarları eyyamcıların başında geliyor. Tabiki hepsini demiyorum. Ancak birçoğu futbolun altına odun atmaktan geri kalmıyor. Hal böyle olunca da futbola farklı bir cephe daha açılıyor.

Federasyonun elindeki imkanlar gerçekten çok fazla. Kulüplerinde aynı. Ancak Medya bu imkanların yönlendirilmesinde başrolde. Medya eski hakemler ve eski futbolcular ile yakın bağ içerisinde olunca ortaya çok eksantrik görüntüler çıkıyor. Ateşli tartışmalar yaşanan programlarda reklam aralarında koyu sohbet muhabbet, çay kahve .v.s. İşte bizim insanımızın doğasında olan gördüğüne inanırım formatı derken bu adamlar malı götürüyor. Olan ise renkleri için sevinen üzülen taraftarlara.. Kimimiz bu adamlar bu kadar parayı nerede kazanıyorlar derken, kimimiz saatlerce bu programları izleyerek zaman geçiriyorlar. 

Maçları dahi izlemeyip bu programları izleyen gece saat 2 lere kadar yatmayan sabah uyku mahmuru işe güce giden insanları anlayamam. Zaten anlamayı da beklemiyorum. Cem Yılmaz'ın dediği gibi simitçi iphone 7 elinde konuşur, Kimi asgari ücretle 60 bin liralık arabaya biner. Kredi kartları yol yapım çalışmalarındaki dinamitler gibi patlar. Nereye gidiyor Ülkemin insanı bilemiyorum. Bir gece oturup T.V. yi kapatıp kendimizi dinlesek belki de başarırız. 

Spor medyasının bu denli etkili olduğu Ülkemizde her konu tartışılır hale geldi. Hakem atamalarını Televizyonlarda yapıyoruz. Kadroları gazetelerde yapıyoruz. Kahvehanelerde teknik adamlık yapıyoruz. Yattığımız yerden de futbol oynuyoruz. Ne ala memleket. Bu kafadan vazgeçmedikçe bizim işler düzelmez. Düzelmediği gibi spor yazarlarını eleştirerek te bir yere varamayız. Bize spor yazarları değil onları bizim gözümüzün önüne sokan kendi içimizdeki ses bir şeyler diyecek. Futbolumuzun yarın bir arpa boyu yol alması dileğimle hoşçakalın. 

Kweuke Bize Hatirlattin Malasef..

Futbolun acımasızlığı, çirkefliği, sonuçları bir yana evlat acısı bir yana. Çaykur Rizespor'lu  Kweuke malasef doğmamış evlatlarını kaybetti. Allah rahmet eylesin. Eşinin ikiz çocuklara hamile olmasıyla yaşanan mutuluk malasef acı bir trafik kazası ile hüzne dönüştü. Tabiki insan hayatının içerisinde bu acılar var. Ama katlanmak bizlere kolay olurken, ateşin düştüğü yerde malasef yakıyor. Kamerunlu futbolcu ve Ailesinin de son derece büyük bir acıyla karşı karşıya kaldığı bir gerçek. 29 yaşındaki futbolcu için gerçekten de çok zor bir acı.

Hikmet Karaman ile olan dilaoglarıyla bazen gündeme gelen yıldız futbolcunun son derece mütevazi bir hayat yaşaması da konuşulurdu. İyi bir aile babası olduğunu düşünüyorum. Eşinin Amerika da olması münasebetiyle eşinin yanına da gidemeyen futbolcular için devlet büyüklerinin devreye girmesi gerekir. Bu şekilde ülkemizde alnının akıyla hizmet veren futbolcuya da bu tür bir yaklaşım çok görülmemeli.

Futbolun hayatın bir parçası olduğu gerçeğini unutmamamız gerekir. Bazen yanlış cümleler kuranları da duymuyor değilim. Futbol benim hayatım.. Hayır futbol bizim hayatımızın bir parçasıdır. Bunun bilincinde olarak maçları izleyebilsek, bunun bilincinde olarak futbol oynayabilsek, bunun bilincinde olarak yönetici olabilsek, bunun bilincinde olarak maçları yönetebilsek belki de şu anda Premier lig değil Süper lig tepede yer alırdı. Gördüğünüz gibi her acı bize farklı şeyleri yaşatıyor. Çaykur Rizespor camiasına, Türk futbol camiasına, taraftarlara, Kweuke sevenlerine Allah sabır versin. İnşallah Eşi de sağlığına bir an önce kavuşur. Allah sabır versin.

Türkiye Kupasi MI ?

Ülkemizde prestij kelimesinin anlamı futbolda pek anlaşılmıyor. Kimin futbola nasıl baktığı belli değil. Ziraat Türkiye Kupası adı altında yeniden canlandırılmaya çalışılan bir futbol planlaması var. Son dönemlerde bu kupada bazı canlandırmalar yapılmaya çalışıldı. Ancak grup aşamaları da dahil olmak üzere sadece Final maçı belirli bir prestij ortaya koyuyor. Nerelerden nerelere gelen futbol işte.. Kulüplerin içinde bulunduğu çıkmazlar, Federasyon tarafından üretilemeyen projeler.. Ne yapsak ne etsek olmuyor.. 

Şimdi Türkiye Kupasına bel bağlamış bir futbol geleceği. Ziraat Türkiye Kupası malasef ilgi görmeyen ve de boş tribünlere oynayan kulüplerin antrenman maçları olarak yerini buluyor. Sıkıntılı süreçler bir türlü geçmek bilmiyor. Passo, passolig, yeni, stadlar, 6222 sayılı kanun, sponsorlar. derken olan her türlü hizmet futbola olan ilgisizliği kamçılamadı. Sizlerde Kupa maçlarının saati, yeri, kiminle oynandığı konularında fransız kalıyorsanız ne diyelim. Maçların yayınları farklı bir konu.  Futbolda ki erime buzulları geçti. Küresel ısınma futbolu eritmeye devam ediyor.  

Sizlerin ilgisini  bilmem yine de gruplar ve takımlardan bahsedelim. 
A Grubu, Gaziantepspor, Kırklarelispor, Osmanlıspor, Şanlıurfaspor, 
B Grubu, Çaykur Rizespor, İnegölspor, Kasımpaşa, Sancaktepe Belediyespor, 
C Grubu, Amed Sportif F., Fenerbahçe, Gençlerbirliği, Menemen Belediyespor, 
D Grubu, Beşiktaş, Boluspor, Darıca Gençlerbirliği, Kayserispor, 
E Grubu, 24Erzincanspor, Galatasaray, Elazığspor, Tuzlaspor, 
F Grubu, Göztepe, Medipol Başakşehir, Sivasspor, Yeni Amasyaspor, 
G Grubu, Akhisar Belediyespor, Aydınspor 1923, Bursaspor, Ümraniyespor, 
H Grubu da Atiker Konyaspor, Gümüşhanespor, Kızılcabölükspor, Trabzonspor 

İşte Kupa mevzusu bu şekilde. İzlerseniz de olur, izlemezseniz de.. Seçim sizlere kalmış. 

Super Ligde Haftanin Degerlendirmesi.

Süper Ligde 12.hafta geride kaldı. Kısaca haftanın panoramasını sizlerle paylaşmak isterim. Öncelikle Başakşehir Futbol Kulübü 12.hafta sonunda liderlik koltuğunu bırakmadı. Abdullah Avcı ve öğrencilerini tebrik ediyoruz. Kapanan bir takım oldukları yönünde bazı yorumlar okuyorum. Ancak bu acımasız bir yorum. Çünkü Boz baykuşlar ligde 12 haftada 27 gole ulaşarak en fazla gol atan takım olma ünvanını da koruyorlar. Ayrıca ligde Gençlerbirliği ile birlikte 8 gol ile en az gol yiyen ekipler. Gördüğünüz gibi istatistikleri ve maçları izlemeden yorum yapmak doğru sonuçları ortaya koymaz.

Gelelim Başakşehir' in en yakın takipçisi Beşiktaş'a. Kara kartal son derece güzel bir futbol ortaya koyuyor. Liderlik koltuğuna oturamadılar. Yine de takipteler. İyi futbolları Şampiyonlar Liginde de devam ediyor. Şenol hoca iyi işler çıkarıyor. Kartal şampiyonluğunda en büyük adayı..

Fenerbahçe de ise işler tıkırında. Galatasaray galibiyeti, Rize galibiyeti derken iyice toparlandılar. Kaos ortamından ligde 3.sıraya kadar yükseldiler. Şampiyonluk yarışında ben de varım demeleri için önümüzdeki hafta Beşiktaş maçını bekliyorlar. Bu derbide düğüm biraz gevşer diye düşünüyorum.

Galatasaray da ise Bursaspor galibiyeti tam zamanında geldi. Bu hafta daha çok toparlanma süreciyle geçirecekler. Hafta sonu Kasımpaşa maçında alacakları sonuç ile Cimbomun hedefi de biraz netleşecek.

Ateş hattında ise Akdeniz derbisin de Antalya kazandı ve Adana kaybetti. Ligin dibine çekilmekten başka şansı kalmayan Adanaspor da işler hiç iyi gitmiyor. Hemen üstlerinde Aytemiz Alanyaspor karşısında 3 - 0 gibi farklı mağlup olan Kayserispor bulunuyor. Kendini düşme hattına sokan Çaykur Rizespor ise sıkıntılı bir periyota girdi. Bu akşam oynanan son mücadelede ise Atiker Konyaspor ve Osmanlıspor yenişemedi. Ligin bu haftaki gelişmeleri bu şekilde. Yazılarımı takip etmeniz ve de desteklerinizden dolayı sizlere teşekkür ederim.